Elazığ’ın turizm
açısından önemli bir potansiyele sahip ilçesidir. İl merkezine 31 km.
uzaklıkta olup, ulaşım kara ve demiryolu ile sağlanmaktadır. Sivrice
Hazar gölü kıyısındadır. Hazar gölü tektonik bir göldür. Hazar gölü
tertemiz berrak suyu, halka açık plajlarıyla ve içerisinde bulunan
“Batık Yerleşme” siyle Elazığ’ın tatil ve dinlenme merkezi konumundadır.
Sivrice İlçesinin doğusunda Maden İlçesi, batısında Baskil İlçesi,
güneybatısında Doğanyolu İlçesi, güneydoğusunda Çüngüş İlçesi, kuzeyinde
Elazığ Merkez İlçesi ile çevrilidir. Karakaya Gölü barajı Sivrice İlçesi
ile Malatya İli, Doğanyolu İlçesi arasında sınır teşkil etmektedir.
Ayrıca ilçenin güneydoğusunda 2347 metre yükseklikteki Hazarbaba dağı
ile 2171 metre yükseklikteki Karaoğlan dağı bulunmaktadır. İlçe
merkezinin rakımı 1266 metredir.
Dik yamaçlarla göle inen bu dağlar, göl çevresinde geniş düzlüklerin
gelişmesine imkan tanımamıştır. Nitekim gölün güney batısında Kürk suyu
ağzında gelişen Kürk deltası ve onun devamı olan Gölbaşı düzlükleri
ilçenin başlıca düzlüklerini oluşturmuştur. Bu delta dışında dağlardan
dik derelerin göl kıyısında oluşturduğu birikinti koni ve yelpazeleri
ile Hazar Dağı’nın güney yamaçlarında gelişen fay basamakları tarım ve
yerleşmeye imkan tanıyan başlıca alanlardır.
Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Hazar Gölü
havzası bir taraftan ana çizgileriyle içinde bulunduğu bölgenin iklim
özelliklerini yansıtırken diğer taraftan kendine has iklim özellikleri
ile dikkat çekmektedir. Ülkemizin en dağlık bölgesini meydana getiren
Doğu Anadolu kütlesinde morfolojinin doğurduğu bir iklim tipi kendini
hissettirir. Şöyle ki yükseltileri batıdan doğuya doğru artan birbirine
paralel dağ ve platolar arasına sıkışmış ve birbirinden orta
yükseklikteki eşik alanlara ayrılan diziler halinde çeşitli boyutta ve
kopartman şeklindeki ovalar bölgenin genel morfolojik görünümünü
oluşturur.
Yer şekillerinin bu özelliği iklimin batıdan doğuya doğru daha karasal
bir karakter almasını sağlar.
Tarihin ilk devrelerinde Mezopotamya ile Anadolu’nun iç kısımları
arasında bağlantı sağlayan stratejik yerlerden birine karşılık gelen
ilçemizin yeri bu günde Güneydoğu Anadolu ile Anadolu’nun diğer
bölümleri arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli geçitler üzerinde yer
alır. İlçenin kuruluş yeri Hazarbaba Dağlarının kuzey eteklerindedir.
Çeşitli efsanelere de sahip olan 2347 metre yüksekliğindeki Hazarbaba
Dağı yörenin en yüksek dağı olma özelliğini de taşımaktadır. Gene
İlçenin güneyinde bulunan Karaoğlan Dağı ve kuzeyinde bulunan Mastar
Dağları 2171 metre yüksekliğindedir. Bu genelde doğu batı istikametinde
uzanmaktadır.
Sulu tarım alanlarında ise;en fazla fasulye, şeker pancarı, biber,
domates, patates , çilek, mısır, yonca, fiğ ve maş vs. gibi ürünler
yetiştirilir. Ayrıca akarsu kenarlarında da ve su kaynakları civarında
yer alan meyve bahçeleri ve kavaklıklar da sulu tanı alanlarına
girerler. İlçemiz arazisinin büyük bir kısmının eğimi % 45 den
fazladır.Bu fazla eğimli alanlardaki oldukça küçük parçalara ayrılmış
tarım alanlarında modern aletler pek kullanılamamaktadır. İlçenin genel
arazisinin büyük bir kısmı dağlık alanlara karşılık gelmesi dolayısıyla
eğim oldukça fazladır. Bu nedenle çok az bir alanı kaplayan vadi
tabanları dışında sulu tarıma uygun olmayan alanların genişlikler
kapladığı görülür. Başka bir deyişle vadi tabanları ve kaynaklar çevresi
dışında kalan sahalarda yer alan tarım alanları kuru tarımın uygulandığı
alanlar olarak ortaya çıkar.
İlçe genelinde yer alan bu kuru tarımın alanları bir takım çevre
şartlarının olumsuz etkileri altındadır. Bunların başında topografyanın
eğimli olması ve şiddetli erozyona maruz bulunması nedeniyle toprakların
sığlığı gelir. Bu sığ olan topraklar ana kayanın ve iklimin etkisiyle
kireçlilik ve taşlılık gibi problemleri de içerirler.Zaten sığ olan
toprak, sürülmesi sırasında tabandan çıkan irili ufaklı taşlarla
kaplıdır Topraklarda görülen bu taşlılık ve yüksek oranda kireç
bulunması verimi düşürmektedir. Bu kuru tarım alanlarında verim bire
sekiz kadardır.
Hazar Gölü Anadolu'nun güney ve doğusuna mührünü vuran Torosların
yükseğindeki bir maviliğin adıdır. Güneyinde Hazarbaba, kuzeyinde Mastar
Dağları göğe baş, kaldırır. Çevre halkı tarafından "Gölcük" adıyla
bilinen Hazar Gölünün EİE İdaresi ve DSİ'nin hazırladıkları raporların
verdikleri bilgilere göre alanı 78.6 kilometre karedir (1240) metre
seviyesine göre.
Göl güneybatı-Kuzeydoğu yönüyle yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda, 5-7
kilometre genişliğindedir. EİE idaresine tahmin edilen su miktarı 7
milyar metreküp kadardır. Gölün derinliği konusunda kesin ölçümler
olmadığından değişik araştırmacılar tarafından çeşitli rakamlar
verilmiştir. Chaput, çevre halkına atfen 300 metre olabileceğini
belirtmekte, Huntingıon yaptığı batimetrik haritada ise 213 metre olarak
göstermektedir. DSİ raporları (1960)'da 152 metre olarak belirtmektedir.
Görüldüğü gibi değişik tahminler yapılan derinliği konusu ancak kesin
ölçmelerle belirlenebilecektir. Fakat kesin olan gölün çok derin
olmasıdır.
Gölün seviyesi hakkında değişik kaynaklarda çeşitli rakamlar
verilmektedir. Bu rakamlar Harita Genel Komutanlığının değişik
tarihlerde yayınlamış olduğu haritalarda alınmış değerler olduğundan
bunları belirtmeye çalışalım;1944 yılında yayınlanmış olan 1:200 000
ölçekli haritada 1155 metre,1958 tarihli 1:100 000 ve 1: 25 000 ölçekli
haritada 1248 metre olarak gösterilmiştir. En son olarak 1986 yılında
yayınlanan 1:25 000 ölçekli haritada ise 1238 metre olarak tespit
yapılmıştır. Diğer kaynaklarımızdan da anlaşıldığı üzere bu değerlerden
son ikisi doğru olarak verilmektedir.
Göl, çevresindeki dağlardan inen çoğu fay kaynaklarının ayağı olan küçük
dereler tarafından beslenir. Bu derelerin en büyüğü Kürk suyudur.
Sonradan Behramaz deresi de göle çevrilmiştir.
Göl 20 km. uzunluğundaki tektonik bir çukurun ortasında yer almaktadır.
"Tektonik" değişik anlamlara gelebilen bir jeoloji ve jeomorfoloji
terhü olup genellikle "yer kabuğunu" meydana getiren katmanların
sıralanışımda "STRÜKTÜR-YAPI" karşılığında kullanılmaktadır. Yer kabuğu
iç ve dış tesirlerle değişir. Hazar Gölü daha çok iç kuvvetlerin
tesiriyle yer kabuğunun kırılması ve çökmesi neticesinde milyonlarca
yıl evvel teşekkül etmiştir. Dibinden kaynayan ve yamaçlardan inen küçük
dereler ve sel sularıyla bu günkü halini almıştır.
Hazar hidroelektrik santralinin (1957-1967) faaliyete geçmesi ile en
önemli su kaybına bu santrale su taşıyan tünel olmuştur. 1215 metre
koduna kadar inen 30 metre derinliğinde 10 metre genişliğinde bir kuyu
ile göle bağlantısını sağlayan tünel 4453 metre uzunluğundadır. Yılda
ortalama 76 milyon metreküp suyu gölden çekmekte ve Çelemlik Dağı
kuzeyindeki Hazar I ve bundan 90 metre daha aşağıdaki Hazar II
santralini beslemektedir.
Göl suyunun yüzey sıcaklığı yazın ortalama 24 santigrat derecedir. Gölün
suyu hayvanlar tarafından içildiği, göl kıyısında hatta su içinde
bitkilerin yetiştiği, çevrede tarla sulamada kullanıldığı görülmektedir.
Göl balık bakımından zengindir.
Gölün kuzey kıyılarında Elazığ-Diyarbakır kara yolu, güney kıyısından
ise Elazığ-Diyarbakır demir yolu geçmektedir. Suları tatlı olup, gölde
turistik mahiyette balık ve kuş avcılığı yapılmaktadır. Etrafında 25
kadar resmi kuruluşun kamp tesisleri vardır. Halka açık plaj ve mesire
yerleriyle yöre halkının önemli eğlence ve dinlenme yeridir.
HAZAR GÖLÜ’NÜ BESLEYEN AKARSU VE GÖLLER
Bu derelerin büyük bir kısmı fay kaynaklarından aldıkları suyu göle
taşımaktadırlar. Bu nedenle çevredeki dereler, boyları kısa olmakla
beraber yılın büyük bir kısmında su taşırlar. Ancak taşıdıkları suyun
azlıklarından dolayı fazlaca dikkat çekmemektedirler. Hatta ilk
bakıldığında bunların sel yatağı olduğu izlenimi uyanır. Gerçekte bu
derelerin bir kısmı yağışlı mevsimlerde su taşıyan sel yataklarıdır.
Bunlardan en önemlileri Kürk suyu ve sonradan göle çevrilen Behramaz
deresidir. Gezin Beldesi civarında Hazar Gölüne akmaktadır.Ayrıca Dicle
Nehrinin çıkış kaynağının önemli kollarından biri Hazar Gölüdür.
Kürk Suyu
Göle batıdan kavuşan Kürk suyu yada Kürk Çayı,Batıdan Kavak Köyü
güneyinde oldukça gür iki kaynağın birleşmesiyle Kavak Deresi adıyla
ortaya çıkar ve Yedipınar Köyü İle Kürk Köyü arasında fay hattına
yerleşmiş derin bir kertik vadi içinde çıkar bu arada Hazar Dağı
eteklerinde yüzeye çıkan birçok fay kaynağının suyunu da alır ve
Sivrice'nin batısında büyük bir delta oluşturduktan sonra göle ulaşır.
Kürk Suyu kış ve özellikleri bahar aylarında bol su taşır.
Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında epeyce azalırsa da yine de bir miktar su
taşımaktadır